ASAV Trans yerel bir marka olarak, Türkiye’nin lokomotif marka ve kuruluşlarının da desteğiyle Türkiye’deki forwarder pazarında dünya devleriyle rekabet ediyor. Bu seviyede rekabetçi kalabilmek için birçok nokta üzerinde yoğun olarak çalışan ASAV Trans, Eylül -2014 ayında IATA Cass sıralamasında birinci olarak 20 yıllık tecrübesini bir kez daha tescilledi.

Rekabetçi ve güçlü kalabilmek için depolama ve iç nakliye ağlarını geliştirmenin yanı sıra Türkiye’de icra ettikleri tüm iş kalemlerini yurtdışında daha fazla noktada yaratmaya çalıştıklarını ileten Karabacak Türkiye’de verdiğimiz servisi, kaliteden feragat etmeden yurtdışında da sağlıyoruz dedi.

2015 hedefleri arasında Avrupa ve Uzakdoğu’da yeni ofisler kurmak olduğunu söyleyen Karabacak, bu altyapıları tamamladıklarını ve önümüzdeki yılın ikinci yarısında yeni ofislerin faaliyetlerine başlayacağını iletti.

Yaklaşık 5 yıldır, kalite ve kurumsallaşma çalışmaları yapmakta olan Asav Trans; hizmet sektöründe yetişmiş ve tecrübeli, işini seven bu alanda kariyer hedefi olan çalışanlara çok yatırım yapıyor. Sektöre tecrübeleri ve iş bilgileri ile kazandıran Asav Trans kendileriyle uzun süredir çalışan ve ailenin bir parçası olan yöneticilerini ikinci kuşak olarak şirketin yönetimine taşıyarak onların yollarına daha güvenli devam etmelerini planlıyor.

ASAV Trans’ın CEO’su Sayın Melek Karabacak ile gerçekleştirdiğimiz röportaj soru ve cevaplarımız aşağıdaki gibidir.

Bize kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz?

1982 yılında, ülkemizde hava kargo sektörü henüz gelişmekteyken işe başladım. Her zaman ülkede gelişen sektörle birlikte işimi daha iyi yapmak, kendimi geliştirmek ve öğrenmek için uğraştım. Halen de çalışma felsefem, piyasadaki ihtiyaçları, gereklilikleri doğru anlamak. Benzer örneklerin Dünyada nasıl yürüdüğünü inceleyip, ülkemiz koşulları ile karşılaştırarak, bize uygun çözümler bulmak.

ASAV’ın kuruluşundan ve faaliyetlerinden bahseder misiniz? Hangi ülkelerde yatırımlarınız var? Ofis açmayı düşündüğünüz başka ülkeler var mı?

ASAV 1994 yılında özellikle havayolu taşımacılığı ve gümrük müşavirliği alanlarında hizmet vermek amacıyla kuruldu. Kısa süre sonra, yakaladığımız pozitif ivmeden destek alarak, deniz ve karayolu taşımacılığı alanlarında da hizmet vermeye başladık, kendi tır filomuzu kurduk. ASAV’da biz kendi işimizle büyüyoruz. Doğru yatırıma bizi müşterimizin talepleri yönlendiriyor. 2013 yılında açılışını gerçekleştirdiğimiz Hollanda ofisi bunun bir örneği. 2015 hedeflerimiz arasında Avrupa ve Uzakdoğu’da yeni ofisler kurmak vardı, bu altyapıları tamamladık ve önümüzdeki yılın ikinci yarısında yeni ofislerimiz faaliyetlerine başlayacak. Bu ofislere atayacağımız yöneticilerin tümü İstanbul merkez ofisimizde uzun yıllar bizimle beraber yetişmiş çalışanlarımız. Kurum kültürümüzle yetişmiş çalışanlarımızı yöneticiliğe taşımak, zorlu bir süreç ancak önemseyip değer verdiğimiz bir stratejimiz.

ASAV’ın hedefleri ve faaliyetleri arasında hava kargo taşımacılığı daha ön planda sanırım. Faaliyet gösterdiğiniz diğer taşıma modlarında gerçekleştirdiğiniz iş hacimleri rakamsal açıdan nasıl ifade edilebilir?

Hava kargo taşımacılığında biz de ülkemizdeki gelişmenin paralelinde geliştik. Geçmişimiz, bilgimiz ve tecrübemiz zaten bu alandaydı ve sektör de hızla gelişirken, biz sadece işimizi iyi yaparak bu sektörde başarıya ulaştık.

Hedeflerimizi sadece havayolunda değil, diğer taşıma modlarında da piyasa koşullarına göre bir yıl önceden belirliyoruz ve çok küçük sapmalarla rakamsal hedeflerimizi tutturuyoruz. Demiryolu hariç her taşıma modunda hizmet veriyor ve şirketimizin yapısı ve piyasa şartlarına uyumlu olacak şekilde hacimlerimizi de bu oranda artırıyoruz.

ASAV’ın hava kargo taşımacılığı alanında güçlü olduğu ülke ve coğrafyalar hangileridir? Uzman olduğunuz bir sektör var mıdır? ASAV hava kargoda ihracat yoğun mu yoksa ithalat yoğun bir acente midir?

Sonuçta Türkiye’de yerel firmayız ülkemizin ihracat ve ithalat yatırımlarıyla büyüyen var olan firmayız ihracat ve ithalatçı firmalarla büyüyoruz onların taleplerine göre ülke ve coğrafyaları belirliyoruz.

Eylül – 2014 ayında IATA CASS sıralamasında birinci olduğunuzu öğrendik. Yıl genelinde kaçıncı sıradasınız? 2015 yılındaki IATA CASS’taki hedefiniz nedir?

Yaklaşık 15 yıldır ilk beşte olduğumuzu biliyorum, bugün ilk sıralarda olmak çok daha önemli, artık global sermayeyle rekabet ediyoruz. Bununla birlikte, hiçbir zaman körü körüne dereceye takılmadık, bizim için esas olan kendi büyüme hedeflerimiz,  bizi buralara taşıyan bu hedeflerdir.

Bir çok global rakibiniz var. Türkiye pazarında bir çoğundan daha büyük bir iş hacminiz var. Bu başarınızın anahtarı nedir?

Biz bu işi yapmaya başladığımızda bu kalibrede piyasada iş yapan global sayısı birken, şu anda bu hacimleri taşıyan tek lokal firmayız.

Global rakiplerimizin olduğunu bilmek, tecrübelerimizi işimize yansıtmak, uzun yıllar aynı ekiple yolumuza devam etmek, sadece işimizi iyi yapabilmeyi hedeflemek ve kazandığımızı işimize yatırarak büyümek, başarımızın temelini oluşturan unsurlardır.

Forwarder networklerine olan bakış açınız nedir? Biliyorsunuz bazı forwarderler bu oluşumlara daha fazla kaynak ayırarak tekelleşme veya daha fazla talep yaratma yoluna gidiyor. Bu durumun networklerin işleyişine zarar vereceğini düşünüyor musunuz?

Forwarder networklerini kullanarak talebi artırmaya çalışmaları dünyada ve ülkemizde örnekleri olan iş modelleri. Bizce bu tarz networkler; seçenekleri artırarak maliyetleri kontrol etmek anlamında önemli araçlar olabiliyor. Ancak özellikle bu networklere pazarlama yaparak, üyelerden gelecek işlerle hacmini artırmaya çalışan şirketler de var. Biz bunu mantıklı ve sürdürülebilir bulmuyoruz, bu tarz uygulamalar uzun vadede networklerin inanılırlığını tehdit edebilir ancak, neticede bizler için önemli olan müşterimize sunduğumuz serviste fark yaratmak, doğru ekip ve takiple doğru işleri yapmak.

Üyesi olduğunuz forwarder networkleri var mıdır? Bize tecrübelerinizden bahseder misiniz? Katılmayı düşündüğünüz başka forwarder networkler var mıdır?

Üye olduğumuz bir network var, kendilerinden ancak iş hacmimizin çok ufak olduğu ufak ülkelerde güvenilir partnerler bulabilmek anlamında faydalanabiliyoruz.

Güçlü bir yerel şirket olduğumuz için, uzun yıllardır çalıştığımız partnerler ile kendi acente ağımızı kendimiz kuruyoruz. Dünya’nın her yerinde kendimiz gibi güçlü olan nadir lokal forwarderla uzun süreli partnerliklerimiz var. Yaptığımız işin %80’ini de Türkiye’de kendimiz kontrol ettiğimiz için, işimizin ve gerekliliklerini sağlayabilen ve müşterimizin ihtiyaçlarına cevap verebilen partnerleri seçiyoruz.

Atatürk Havalimanındaki uçak park yeri ve kapasite sorunu nedeniyle inşa edilen yeni acenteler hanına taşınılması gündemde. Bu değişiklik nedeniyle ofis kiraları konusunda bir maliyet artışı söz konusu olacak. Konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Maliyet artışı çözüm olacağını düşündüğümüz sorunları göz önünde bulundurduğumuzda hiç önemli değil. Bu projenin tamamlanması bizim işimize değer katacağından, bunun bir yatırım olduğunu düşünüyoruz.

E-Freight projesi hakkında ne düşüyorsunuz? Türkiye’de hem ithalat hem de ihracatta tam anlamıyla ne zaman uygulamaya geçeceğini düşünüyorsunuz?

Uzun zamandır beklediğimiz bir dönüşüm. Hepimizin işlerini kolaylaştıracaktır. Yıllarca bugünleri bekledik çok uzun zamandır hayalimiz olduğundan bugün çok yaklaştığımızı düşünüyorum.

THY’nin acentelere uyguladığı teşvik politikası hakkında ne düşüyorsunuz? Mevcut uygulaması ile yüksek teşvik elde eden acentelerle rekabet konusuna nasıl çözüm getirmeye çalışıyorsunuz?

Forwarder olarak; deniz ve hava taşımacılığında maliyetler iş hacminiz oranında belirleniyor, ülkemizde ve dünyada böyle alım gücünüz fiyatınızı belirliyor bizde çok zorlanıyoruz.

THY yerel taşıyıcı olduğundan piyasada adaletli olmak konusunda ciddi hassasiyet gösteriyor; diğer şirketlerin daha acımasız olduğunu düşünüyorum.

Sizce Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen sorunlar nelerdir? Bu sorunlara olan çözüm önerileriniz nedir?

Bayrak taşıyıcımız olarak THY’nin son yıllarda Dünyada uçtuğu noktaları hızla artırması, buna karşılık Dünya havayollarını da ülkemize çekiyor; pazarda kapasite artıyor, sektörümüz hızla gelişiyor. 

Fakat gümrük ve depolama mevzuatlarındaki eksikler, biz işlerimizi uluslararası standartlara taşımaya çabalarken önümüzde çok önemli bir engel.

Bununla birlikte, sektörde taşıyıcı ve forwarder ayrımının daha iyi yapılması gerekiyor. Forwarder olarak yapmamız gereken işlere havayolu soyunduğunda kalitesiz çözümler ortaya çıkıyor, bu çözümler müşteriye kolaylık sağlamıyor forwarder müşteri katmak istediği değeri katamıyor.